AA43 | Bir Büyük Adam: Jim Rohn
Ağaçta, çok az kişinin ulaşabileceği kadar yüksekteki daha iyi ve daha olgun meyvelere ulaşmak için, seni daha da yükseletecek bazı kitaplara basman gerekir.
Başlamadan önce kısa bir not ve ufak bir istek. Her hafta bu bülteni hazırlamak için yaklaşık 1 günümü ayırıyorum. Daha fazla insana ulaşmak insanı mutlu ediyor. Bu bülteni severseniz, okumanız bittikten sonra en yakın 5 arkadaşınıza, eşinize, dostunuza gönderebilir misiniz? Onlar da abone olursa, daha hızlı büyürüz. Sevgiler ve iyi okumalar.
Biraz Sohbet:
Sene 2007.
Ege Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler gibi “mesleksiz” bir bölümden mezun olmuşum. Ne yapacağımı bilemez halde, en azından askerliği aradan çıkartayım diyorum. Gidip Konya’da Jandarma olarak askerliğimi bitiriyorum.
5 ay 5 gün. 319. devre.
Dönüp, özgeçmişimi güncelleyip, iş aramaya koyuluyorum.
Şanslıyım, çok geçmeden Tesco isimli bir firma arıyor, mülakata çağırıyor.
Araştırıyorum, Tesco, İngiltere’nin ve hatta dünyanın en büyük perakende zincirlerinden biri. 2003 yılında Kipa’nın çoğunluk hissesini alarak Türkiye piyasasına girmiş.
Mülakatta öğreniyorum ki, beni Management Trainee dedikleri bir program için aramışlar. Şirketin büyüme planları doğrultusunda, ilerideki yöneticileri kendileri yetiştiriyorlar.
6 mülakat, 2 sınav, bir sürü git gel sonucu, binlerce başvuru, yüzlerce mülakat arasından 10 kişi seçiliyoruz ve başlıyoruz.
Uzun bir eğitim dönemi, sonrasında Satınalma departmanında iş başı.
Beraber işe başladığım MT grubunda Mişel isimli vizyoner, on numara, çok kral biri daha var. Okuyor, araştırıyor, kendini geliştiriyor.
Onunla kariyer sohbetlerimizin birinde artık kurduğumuz hayaller kafamdaki sınırları aşmış olacak, “abi bu hayallere ulaşmamız zor, daha kolay hedefler koyalım kendimize” diyorum.
O da diyor ki, “oğlum, hedefler kolay olsun diye iç geçirme, ben daha iyi olayım diye iç geçir”
"vaay” diyorum, “cümleye bak, feci güzel, helal olsun”
“Benim değil, Jim Rohn’un cümlesi” diyor.
Jim Rohn?
Kim ya bu Jim Rohn?
Bir Büyük Adam, Jim Rohn
Jim Rohn 1930’da, Amerika Idaho’da bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya geliyor. Beş parasız bir aile. Oğullarını standart bir mahalle okuluna gönderiyorlar. Jim Rohn’un hayattaki neredeyse tek avantajı, babasından kalma bir “hikaye anlatma” başarısı. Başka hiçbir şey yok ortada.
Liseyi yarıda bırakıyor, iş hayatına atılıyor. Tutunamıyor. İş kuruyor, 25 yaşında batıyor. Çıkmakta zorlanıyor.
Bir şekilde yolu Earl Shoaff ile kesişiyor, onunla iletişimini güçlendiriyor ve ondan çok etkileniyor, birebir görüşmelere başlıyorlar. Jim Rohn, Shoaff’tan daha iyi bir yaşam için mücadele etmeyi ve suçu ve sorumluluğu %100 üzerine almayı öğreniyor.
Kariyerinin bir “iş dünyası fizolofu” olarak gelişmeye başlaması tam da bu dönemlere denk geliyor. Tamamen tesadüfi bir şekilde, Beverly Hills’e bir şirketin bayiler toplantısına katılıyor ve ufak bir konuşma yapıyor.
Bu konuşma inanılmaz beğeniliyor ve aynı şirket Amerika’yı eyalet eyalet gezerken, bayilerine konuşma yapması için Jim Rohn’u da yanında götürüyor.
İşte başlangıç o başlangıç, sonrası büyük bir hikaye.
25 kitap, onlarca seminer, insanların hayatlarını değiştiren derin bir bakış açısı, toplantılar, motivasyon konuşmaları, harika cümleler.
Hepsi Jim Rohn’dan türüyor.
Peki Jim Rohn Ne Diyor?
“Eğer kendi hayatını ince ince planlamazsan, başkası tarafından planlanan bir hayatı yaşarsın. Peki başkası senin hayatını nasıl planlamıştır sence? Evet, doğru bildin, kendisine fayda sağlayacak şekilde” diyor mesela.
“Liderliğin en zor konularından bazıları, güçlü olabilmek ama kaba olmamak, nazik olabilmek ama zayıf olmamak, cesur olabilmek ama zorba olmamak, düşünceli olabilmek ama tembel olmamak, alçakgönüllü olabilmek ama çekingen olmamak, gururlu olmak ama kibirli olmamak, komik olabilmek ama aptal olmamaktır.” diyor.
“Hayatta iki şeyin acısını çekersin, ya disiplinin, ya pişmanlığın” diyor.
“Motivasyon hikayeyi başlatır, alışkanlıklar başarıyı getirir” diyor.
“Raftaki ürünler pahalı değil aslında, senin maaşın düşük, hatta ve hatta, maaşın da düşük değil aslında, sen arttıramıyorsun.” diyor.
Bir sürü şey diyor.
Bakın bu cümleler klasik standart Amerikan kişisel gelişim endüstrisi cümleler değil, çok daha derinlikli, çok daha felsefik cümleler. Zaten kendisine “iş hayatı felsefecisi” denmesinin sebebi de bu derinlik.
Pek tabi ki, şu anki şartlarda, Türkiye gibi kronik sorunları olan ülkelerde, Jim Rohn’un söylediği bu cümlelerin bazılarının tek bacağı boşlukta gibi oluyor, bunu kabul ediyorum, ancak onun bakış açısını yakalamaya çalışmanızı istiyorum.
Yani pratiğini değil, teoriğini öğrenin mevzunun. O teoriyi sonuçta herhangi bir pratiğe adapte edebilir, onu her alanda uygulayabilirsiniz.
Çünkü Jim Rohn’un, örnekleri her ne kadar o mevzularda seçilmiş olsa da, aslında son alıntısı olan “ürünler ve maaş” alıntısında anlatmak istediği şey maaş veya satın alma gücüyle alakalı değil.
Kişinin sorunun dış etkenlerden değil, kendinden ortaya çıktığını ve çözümün de yine dışarıda değil, insanın kendi içinde olduğunu kabul etmesi meselesini anlatmaya çalışıyor Jim Rohn.
Yani diyor ki, “maaşın düşük olabilir, ancak sen yükseltmek için ne yaptın?”. Ya da, “evet, ürünler pahalı olabilir, ancak sen onları alabilmek için nasıl bir katma değer kattın hayatına?”
Özet
Biliyorsunuz dostlar, bir şekilde hayatı dolu dolu yaşamaya, katma değer yaratmaya çalışıyoruz. Her akşam uykuya gittiğimizde, sabah uyandığımız noktadan bir santim veya bir metre, fark etmez, daha ileride olmak mücadelesi içerisindeyiz.
İşte, şahsen, Jim Rohn bana bu yolda yürüme gücü veren seçmece insanlardan biridir.
Bu yazıda, kısa ve öz, size onu tanıtmak istedim. Ben kapıyı açtım, bu koridordan yürüyüp kendisini daha detaylı tanıma işi sizde.
Aşağıya, kendi bakış açısının nasıl değiştiğini, çok güzel alıntılarla anlattığı, etkileyici bir konuşmasını bırakıyorum.
İzleyiniz:
Biraz Film:
Straw Dogs (1971)
Bildiğiniz gibi, her hafta Cuma günü saat 12:00’de bir film izliyorum.
Bu haftaki film Straw Dogs idi.
Amerika'daki toplumsal olaylardan kaçmak, kendi projelerine çalışmak ve biraz da kafayı dinlemek için karısının İngiltere kırsalındaki köyüne taşınan bir adamın hikayesi.
Adamın karısı adama göre genç, fazla şehirli ve doğup büyüdüğü köy ortamının kurallarını çabuk unutmuşa benziyor. Haliyle, köyde de şehirdeki gibi davranınca, köy ahalisinin dikkatini çekiyor.
Üstüne, adamın pasifliği, korkaklığı, tutukluğu ve "şehirli etik anlayışı", köylülere mobbing konusunda iyice cesaret veriyor.
Sonrasında işler karışıyor.
İzlemesi keyifli bir psikolojik gerilim. IMDB notu 7.4. Ben 8 puan verdim.
İzleyince, ister istemez, akla Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz” şiiri geliyor.
Öneririm.
Biraz Kitap:
Halen Cemil Meriç’in “Bu Ülke” kitabını okuyorum. Yaydığı ve savunduğu fikirlerin kendimce önemli bir kısmına muhalifim. Ancak yine de, farklı bir bakış açısına sahip entelektüel bir yazardan farklı fikirler duymak mutluluk verici.
Zaten kendisi de, şöyle diyor:
Münakaşa hakikati birlikte aramaktır. Hakikat binbir cepheli, binbir görünüşlüdür. Karşınızdaki, sizin göremediğinizi gösterecektir size. Sizden farklı düşündüğü ölçüde yaratıcı ve öğreticidir.
O yüzden, herkesin yaptığı hatayı yapıp kendi çemberimizde dönüp durmayalım, biraz farklı çemberlerin yaşamlarını gözlemleyelim. Bu toplumsal uzlaşmanın da anahtarı değil mi zaten?
Kitap bitince belki detaylı yazarım, şimdilik böyle kalsın.
Biraz Şarkı:
Bu hafta, biraz da Türkülerin günümüz uyarlamalarından gidelim. Buyrun, aslı Aşık Mahzuni Şerif’e ait olan Gül Yüzlü Cananım türküsünün Kaan Tangöze versiyonu. Severiz.
Gönül bir sevdanın düştü peşine,
Merhamet et nolur gözüm yaşına,
Yandım ah yüzüne kara kaşına,
Yandım gözlerine kara kaşına,
Düşündükçe ömrüm sökülmektedir,
Ah çektikçe belim bükülmektedir
Biraz Ben:
Bu bülten sanki biraz uzun oldu, aşağıdaki anketi oylayabilir misiniz? Ona göre belki bültenleri kısaltabilirim veya hiç dokunmayabilirim.
Borsanın İzinden çatısı altında, İbrahim Babadağı olarak Mentorluk hizmeti vermeye başlayacağım. Ağırlıklı Trading konusunda olmak üzere, diğer konularda da, kendini geliştirmek ve şu anda olduğundan daha iyi biri olmak isteyen herkese elimden geldiğince yol göstermeye çalışacağım. Bu konuda altyapı çalışmaları tamam, Nisan’ın ilk haftasında lansman yapacağım muhtemelen.
Borsanın İzinden Mentoring hizmeti için şu anketi doldurmanızı rica edebilir miyim?
Bu hafta Borsanın İzinden BLOG’a, Atölye’deki öğrencilerimin 2023 yılı başarılarını yazdım. Okuyun.
Aklımın Akışı bülteninin 43. sayısının sonuna geldik.
Tüm desteğin için teşekkürler. Eğer bu bülteni sevdiysen LIKE’lamayı ve aşağıdaki butona basarak yorum yazmayı unutma.
Aklımın Akışı’nın önceki 42 bültenini okumak istersen, şurayı ziyaret edebilirsin.
Eğer Trading ile profesyonel olarak ilgilenmek istiyorsan, Atölyemizi ziyaret edebilir, profesyonel eğitimlerime göz atabilirsin. Tıkla!
Borsanın İzinden BLOG’ta da onlarca yazı/ders/tecrübe paylaşımı ücretsiz bir şekilde seni bekliyor, ziyaret etmek için Tıkla!
Sosyal Medya hesaplarımı takip et: Borsanın İzinden / İbrahim Babadağı Instagram
YouTube kanalıma abone ol: Borsanın İzinden YouTube
Bunlar ve geri kalan tüm linkler, derli toplu şekilde şurada, TIKLA!
Haftaya görüşmek üzere.
Abi eline sağlık yazı hiç uzun gelmedi aksine kendi hayatından alıntıyla giriş daha bi ilgi çekici yapmış yazıyı severek okudum.Ne kadar güzel bir sözmüş "Motivasyon hikayeyi başlatır, alışkanlıklar başarıyı getirir" kaızen kuralını getirdi aklıma neyse fazla uzatmadan yazın mükemmel abi teşekkür ederim :)
İzinsiz 5 ay 5 gün :)
Bende 313.KD hocam
Elinize sağlık hocam
Jim Rohn ve anekdotları için teşekkürler