AA21 | Beyniniz ve Psikolojiniz Sizin Dostunuz mu?
Bir şeyi yaparken devreye giren beyin sizi motive mi ediyor, yoksa o şeyi yapmanızı ertelemeye mi çalışıyor? Konuyla ilgili ufak bir beyin fırtınası. Aklımın Akışı'nın 21. sayısında sizin için yazdım.
Dostlar,
Sizin için yapılması şart, önemli, hayatınızı değiştirecek, ileri götürecek herhangi bir aksiyonu yapıp yapmama konusuna 5-10 saniye ayırdığınız an, beyniniz ve psikolojiniz bu önemli adımı ATMAMAK için size onlarca bahane sunmaya hazır.
Çünkü beyniniz ve psikolojiniz, atacağınız bu adımın hayatınıza getirebileceği değişikliklerin SADECE olumsuz, negatif taraflarını görüyor. Çünkü beyninin ve psikolojinin amacı o: sizi her türlü olası tehditten korumak, riski bertaraf etmek, sizi konfor alanından çıkartmamak.
Sizin bir cesaret ile atabileceğiniz bu adım hayatınıza yeni senaryolar, yeni riskler, yeni tehditler getirecek, yeni senaryolarla karşılaşacaksınız ve bu karşılaşmaların hepsi psikolojinize “sizi koruma” uğraşısı verecek. Psikolojiniz ise bunu istemiyor.
O yüzden, size her türlü değişim için şöyle diyor: “boşver, salla, hiç uğraşma, yarın yaparsın, haftaya yaparsın, acelesi yok”.
Her gün kendimizi geri çektiğimiz, kendimizi durdurduğumuz onlarca senaryo ile karşılaşıyoruz.
Şirket toplantılarında konuşmak istemiyoruz, kendimizi geri çekiyoruz.
Önemli emailleri yazıp, hazırlayıp göndermek istemiyoruz, hep erteliyoruz.
Belirlediğimiz hedeflere ulaşmakta hep gecikiyoruz.
Neden? Çünkü önemli, zor veya sonuçları belirsiz bir şeyi yapmadan hemen önce tereddüte düşüyoruz. Çekiniyoruz. Üşeniyoruz. Korkuyoruz.
Beynimiz ve psikolojimiz devreye giriyor.
Bir şeyi yapmanın tereddütünü bir "kırmızı bayrak" olarak görüyor ve bir şeylerin yanlış gittiğini düşünüyor.
Böylece, tüm vücudu ve kendini "koruma moduna" alıyor ve tüm aksiyonumuzu "bekleme"ye geçiriyor.
Bizi paralize ediyor ve aksiyonun tüm risklerini ve çıktılarını düşünmeye başlıyor.
Bu süreç başladığında da, zaten tembellik denizi içerisinde kulaç atan bizler, “neyse, sonra yaparım” deyip o olası aksiyon teşebbüsünü kapatıyoruz.
O yüzden, derler ki, beyin aksiyona geçmeden, sen aksiyona geç.
Bu ne demek?
Bir şey yapmak istiyorsan, ilk önce ilk adımı atarak bir “aktivasyon enerjisi” yaratman gerekiyor. Bir “başlangıç ivmesi” yaratman gerekiyor. Bunu yapabilmen için, önbeyin ile düşünmen lazım.
Yani, duygusal değil pratik olman lazım.
Düşünmeden o ilk adımı atman lazım. Belki saniyeler içerisinde başlaman lazım, her ne yapacaksan.
Yani, aslında
Tüm hikaye bir akşam yatağa giderken, “yarın 1 saat daha erken kalkıp, yapmak isteyip de yapamadığım şeyleri yapmaya başlayacağım” deyince başlıyor.
O alarm çaldığında eğer beynine “ya şimdi kim uğraşacak uyanmakla, kitap okumakla, kahve yapmakla” dedirtirsen, hikaye daha başlamadan bitiyor.
Ancak 5 saniye içerisinde, alarm çalar çalmaz kalkarsan, hayatındaki değişiklikler başlıyor.
Yarın denemek ister misiniz?
Telefonu farklı bir odaya koymayı unutmayın :)
Haftaya görüşmek üzere.
Bazı hatırlatmalar:
Borsanın İzinden Atölye üzerinden profesyonel trading eğitimlerime ulaşmak için tıkla.
Borsanın İzinden BLOG’taki Trading üzerine yazılarımı okumak için tıkla.
Twitter hesabım şurada, takip et. Bir de Trading Motivasyonu hesabım var, o da şurada.
Aklımın Akışına abone olmadıysan, şuradan abone ol.
Diğer tüm ilgili linkler için tıkla.
Bu yazınız aslında AKLIMIN AKIŞIN daki yazı dizinizdeki en önemli ve en güzel içerikli yazı İbrahim hocam.(algılayabilene tabii)
Zararlı olmasına rağmen ve sağlığı ölüme değin götüreceği bilinmesine rağmen bu kadar rağbet gören aklok içtikten,uyuşturucu,sakinleştirici kullandıktan sonra işte o aradaki 5-10 saniye düşünmeye insani iten beyindeki ilgili noktayı uyuşturup direk aksiyona geçmekte,kendisine iyi gelip gelmediği neticesini düşünmeden aksiyon almakta.
Toplumda özellikle psikopat dediğimiz kesim bu şekilde.Bunlar psikolojik travmaları sonrası beyinlerinn karar alma mantıklı düşünme bölümlerine zarar verdikelrinden çok da mantık süzgecini kullanmamktalardır.Dikkat ederseniz aksiyon almakta çok da kararsız değiller ve bu sayede kitleleri kendi çevresinde örgütleyebilmekte ve hemen çevre oluşturabilmekteler.Aslında insanlar arasında çekici görünen,rahat dediğimzi cesur deddiğimiz bireyler de bu şekilde genelllikle.Beyinlerinin,bilinçaltlarının,psikolojilerinin korkularına yenilmeden hareket edebilen ,canlarını dahi umursamayan insanlar cesur ve lider rolü üstlenebilecek karekterdedirler.İşte yürekli dediğimiz insanlar da bu tarz insanlardır. Dilimizde "kalp" anatomik anlamı dışında birden fazla anlama gelebilecek şekilde oldukça önemsenmiştir.
Kalbi ile düşünen derken duygusallık,Yürekli denirken cesur atik,kaplsiz denirken ruhsuz duyarsız vb bir çok anlamı düşenebilriisniz.
İnsanlarla iletişim kurarken onların kalbine işlemeyecek sadece bilgi düzeyinde kalırsanız sizi kimse takmaz örneğin.TED Gibi konuşmak adlı kitapta kitlelerin en çok dikkat ettiği konuşma tarzının hikayeler ve bu hikayelerin kitlelerin kalbine dokunabilen cinsten olanlar olduğu söylenir.
Özetle "YÜREK" çok ama çok önemlidir.Yürekli olmak için de bazen hatta çoğu zaman beynimizin ve psikolojimizin bunu yaparsam ne olur bunu söylersem ne olur sarmalından kıskacından kurtulmak gerekir.
Bu anlamlı yazınız için de ayrıca size çok teşekkür ediyorum hocam
Katkım olsun istedim ayrıca bu şekilde bir yorum yazarak...
Bir kere etraflıca düşünüp günün geri kalanında sürekli aksiyon almak lazım 🤘
Teşekkürler hocam ✨