AA63 | Homo Sapiens Son Durak mı?
Düşünmeye iki dakikadan fazla zaman ayıran biri için hiç bir şey kesin değildir.
Biraz Sohbet:
Herkese merhabalar.
Aklımın Akışı bülteninin 63. sayısıyla yine beraberiz.
Bu senenin başında benim Atölye için Piyasanın Anahtarı eğitimini hazırlarken, bildiğim çoğu konunun üstüne kata kata ilerlediğimi fark ettim. Doğru bildiklerimi yanlışladım, yanlışlarımı düzelttim, doğruları daha da geliştirerek daha yüksek ihtimalli olasılıklara çevirdim.
Bu eğitimleri hazırlarken öğrenme işinin hiç bitmeyen bir süreç olduğunu iyice anladım.
Öğrenme işi öyle bir evren ki, kesinlikle sonu gelmiyor. Çünkü ne olursa olsun her sabah güneş doğuyor ve birileri, birilerinin bıraktığı yerden hayatı keşfetmeye devam ediyor.
Dolayısıyla, mesela 10 sene öncenin kesin bilinenleriyle, bu senenin kesin bilinenleri çok farklı yerde konumlanabiliyor.
Her gün belki geçmişteki bir sürü “kesinlikle bilinenin” aslında yanlış bilindiğini öğreniyoruz.
Mesela Coca Cola, ilk üretildiğinde bir rahatlama ilacı olarak satılıyordu. 1886 yılında eczacı Dr. John Stith Pemberton tarafından bulunan Coca-Cola, Pemberton’un eczanesinde tonik olarak satışa sunuldu.
Pemberton, Coca-Cola'yı özellikle sinir sistemi rahatsızlıkları, baş ağrısı ve yorgunluk gibi sorunları tedavi etmeye yardımcı olan bir "beyin şurubu" olarak pazarladı.
Peki şimdi?
Herkes Coca Cola’nın zararlarından bahsediyor.
Daha da ilginç bir konuya gelelim.
Özellikle 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın neredeyse sonlarına kadar, “Doktorlar Camels tavsiye ediyor” veya “Boğazınızı tatile çıkartın, taptaze bir dal sigara için, doktorlar bunu öneriyor” tarzı reklamlar vardı her yerde.
Şimdi ise sigaranın sağlığa zararı tartışılmaz bir konu.
Değişimin Yolunu Açmak
Bu konuyla ilgili Nikola Tesla’nın çok güzel bir sözü var. Şöyle diyor:
“Bilim insanı, hemen bir sonuç çıkarmayı amaçlamaz. İleri düzeydeki fikirlerinin kolayca özümsenmesini beklemez. Onun yaptığı iş ziraatçininkine benzer. Gelecek içindir. Onun görevi gelecek olanların temelini atmak ve yolunu açmaktır.”
İşte, devreye bilim insanının sürekli öğrenme, araştırma, geliştirme merakı girince, her defasında ufak veya büyük bir adım atılarak, daha önce doğru bilinen her türlü olgu yanlışlanabiliyor.
Böyle bir bilgisel evrim sürecinde, şu an ortaya atılan hiçbir olgunun kesinliği söz konusu olamaz.
O zaman bizim de insanlarla, toplumlarla, kültürlerle, hayatla ilgili hiçbir gözlemimize, hiçbir inancımıza, hiçbir fikrimize sıkı sıkıya bağlanmamamız, hiçbir konunun fanatiği olmamamız gerekir.
Neil Postman bu konuyu şu sözlerle harika açıklamış:
Düşünmeye iki dakikadan fazla zaman ayıran biri için hiç bir şey kesin değildir.
Homo Sapiens Son Durak mı?
Doğuyoruz, büyüyoruz, yaşıyoruz, gelişiyoruz.
Beynimizdeki fikirler, daha önce hiç aşina olmadığımız başka fikirlerle buluşuyor, birlikte farklı yeni kelimeler, duygular üretiliyor, kendi tecrübelerimizle harmanlanıyor, tamamen farklı insanlar oluyoruz.
Hayatın bu kısmı tam bir yolculuk.
Bu yolculukta sizi bir yere sabitleyen bağnazlığa, hayranlığa, holiganlığa, bir fikrin körü körüne savunulmasına yol açan o kafa yapısına hapsolmamak gerekir.
Kimisine göre 6 milyon yıllık, kimisine göre 4 milyon yıllık bir geçmişimiz var bu dünyada. Amoeba'dan sürüngenlere, memelilerden insanlara doğru evrildik.
Peki şu anki halimizin, Homo Sapiens’in evrimdeki son durak olduğunun bir kanıtı var mı?
Evrim devam ediyor, o zaman sen değişime dirensen bile, bunu becerebilir misin?
Daniel Keyes’in Algernon’a Çiçekler kitabında şöyle bir cümle var, tam bizi anlatıyor:
Sen belki farkında değilsin ama her geçen gün daha zeki oluyorsun. Aynı bir saatin akrep ve yelkovanı gibi, onların anlık ilerleyişini onlara bakınca nasıl fark etmiyorsan, ama onlar bir şekilde ilerliyorsa, sen de bu şekilde yavaş yavaş ilerliyorsun.
Bunun farkında olan herkese selam.
Biraz Kitap:
Kitaplardan devam edelim.
Yaban kitabını bitirdim. Belki biraz abartı olacak ama, gerçekten Türk Edebiyatında mutlaka okunması gereken kitaplar arasında görüyorum Yaban’ı.
Zeytindağı ve Ateşten Gömlek ile birlikte, milli bilinç kitaplarından birisi.
Çoğumuz bu kitapları lisede okuduk, ancak lisede okuduğumuz haliyle, şu anki hali çok farklı kitapların.
O yüzden, “ben bu kitabı okudum” demeden, bu yaşınızla, yeni tecrübelerinizle, yeni hayata bakış açınızla ve Türkiye’yi yeni algılama seviyenizle bu kitapları tekrar okumanızı öneririm.
Ben de Yaban’dan sonra, Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek kitabına yeniden başladım. Lisede okuduğum kitaplardan biriydi ama hemen hemen hiçbir şey hatırlamıyorum.
En az Yaban kitabı kadar etkileneceğimi düşünüyorum.
Ek olarak, bir takipçimin harika bir Instagram hesabı var, kitaplarla ilgili. Mutlaka takip etmenizi öneriyorum, ben çok yararlandım.
Hesap şurada: Bir Yudum İmge
Biraz Müzik:
Twitter’dan bir takipçim göndermiş bu şarkıyı. Şarkının sahibi Haramiler, kendi piyasasında bilinen bir grup, sevilen 3-5 şarkısı da var, ancak ben hiç detaylıca dinlememiştim.
Şarkının adı Mavi Duvar.
Bence tam bir deniz kenarında oturup vapurları izlerken dinlenecek bir şarkı. Bana o hissiyatı verdi, çok hoşuma gitti.
Bu vesileyle Haramiler grubunu da daha detaylı keşfetmek gerekir. Belli ki piyasada hak ettiğinden çok daha düşük bir yerde konumlanıyor.
Dinleyiniz:
Biraz Ben:
Aklımın Akışı
“Biraz başlayayım, ilgi alaka olursa, beni de sararsa devam ederim” diye düşünerek başladığım Aklımın Akışı’nda 10.000 aboneye ulaştım.
Bültenime göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka için çok teşekkür ederim.
Şimdiki hedefim 20.000 kişi.
Ama sanıyorum ilk 10.000’e ulaşmaktan daha zor olacak.
Mücadeleye devam.
Hayatımızın her alanındaki gelişimimiz (Trading kasamız dahil :) ), aşağıda büyüme eğrisini paylaştığım grafik gibi gözüksün :)
YouTube
İYİ HABER! Sizlere geçen bültenlerde bahsettiğim YouTube videom yayınlandı. Kitaplarımı basan Epsilon Yayınevi’nin YouTube kanalına misafir olup, ilk kitabım “15 Örnekle Adım Adım Açıklamalı Teknik Analiz” hakkında bana sorulan soruları cevapladım.
İzleyip yorum bırakırsanız beni mutlu edersiniz.
Şurada:
Ek olarak, asıl haber şu ki, çok yakında kendi YouTube kanalımda da içerik üretmeye başlıyorum. Lütfen abone olun, bildirimleri açın.
Abone olmak için: https://www.youtube.com/@borsaninizinden
Mutlu Yıllar
Herkese tüm hayallerin gerçekleştiği, sağlıklı mutlu bir yeni yıl dilerim, 2025’i daha önce isteyip de yapamadığımız her şeyi yaptığımız bir yıla çevirelim.
Bu haftalık benden bu kadar.
Tüm destekleriniz için teşekkür ederim.
Her zamanki gibi, sizden iki şey isteyeceğim.
Bu bülteni bugün, şimdi, en az 3 farklı arkadaşınıza, aile üyenize, iş arkadaşınıza mail yoluyla iletebilir misiniz? Hem onlar yararlanır, hem de ben yeni aboneler kazanırım.
Yorumlarınız beni mutlu ediyor, üşenmezseniz fikirlerinizi aşağıdaki butona basarak benimle paylaşabilir misiniz?
Her bülteni keyifle okuyor, müzik bölümündeki şarkıyı keyifle dinliyorum. Biraz günden uzaklaşıyorum. Eline emeğine sağlık 🙏
Emeğine sağlık Başkan. Haramiler severek dinlediğim bir grup oldu hep. Ayhan Yener'in Mavi Duvar'ı yeniden yorumladığı haliyle dinlemeni de tavsiye ederim.
https://youtu.be/P6fV9M5PVjE?si=fR6MyF-qHDsl8G1H