AA41 | Üşeniyorum, Öyleyse Yarın!
"Üşeniyorum, öyleyse yarın" mı, yoksa "ne olursa olsun, hemen, şimdi!" mi? Bazı seçimler hayatınızın seçimleridir.
“Üşeniyorum, öyleyse yarın” bir zamanlar internet mizahının en önemli cümlelerinden biriydi. Bu kelime oyunlu yaratıcı espri, keşfedildiği zaman gençler arasında hızla yayıldı ve genel anlamda milletimizin ‘erteleme’ hastalığının en büyük sloganlarından biri oldu.
İnsanlar erteleme hastalığını mizahla ele alıp kafada normalleştirmek, yalnız olmadıklarını bilip endişelenmeyi bırakmak ve psikolojilerini rahatlatmak için bu sloganı sıkça kullanır olmaya başladılar.
Hala da tek tük bu espri yapılır, gülünür ve bir şeyler daha ertelemeye bırakılır.
O iş yarın da yapılsa olur, sabah 10 dakika daha geç kalksan ne olur? Peki ya o proje? Bir kaç hafta daha bekleyebilir. Yıllardır hayalini kurduğunuz blog gelecek yıla da kalabilir. Kariyer hedefleriniz ertelenebilir, atacağınız herhangi bir adımın zaten hiç acelesi yoktur. Fikirlerinizi, en iyisi, biraz daha olgunlaşmaya bırakın siz, hem bu riski almak için yeterince hesap kitap da yapmadınız. Belki de bu yaz da o hayal ettiğiniz kiloya ulaşamayacaksınız, hem ne var canım, rejime de hemen başlanmaz ki?
Ertele, ertele, ertele.
Peki nereye kadar?
Bir şeyleri ertelediğinizde kendinize suni bir zaman yaratıyorsunuz, ‘kazandığınızı’ düşündüğünüz bu zaman sizi rahatlatıyor, kafanızı derleyip toplayacağınızı ve bu sefer bir sonraki zaman geldiğinde kesinlikle o işe başlayacağınızı düşünüyorsunuz, kendinizi motive etmeye çalışıyorsunuz.
Halbuki zamanı durdurmak gibi bir süper güç henüz kimseye bahşedilmedi. Zaman hiç bir zaman durmuyor, sizin hayatınızdan sürekli çalıyor.
Yani kötü haber: erteleyerek zaman kazanmıyor, tam aksine, zamanınızı, tabir-i caizse, yiyorsunuz.
Bakmayın böyle uzman gibi yazdığıma, erteleme hastalığının ne menem bir şey olduğunu –ne yazık ki- ben de iyi bilirim ve hala etkili bir ilaç bulabilmiş değilim.
Yani, bazı şeyleri ara ara erteliyorum, çok uzun zamandır yapılmayı bekleyen bazı kemik işlerim var, bir türlü zamanımı inanılmaz verimli bir şekilde kullanamıyorum.
Bundan kaçış da pek yok, biliyorum çünkü hayatta bir insanın en kolay yapabileceği şey ‘sabit durmak’. Sabit durmak bizden hiçbir ek efor istemiyor. Üstelik hiçbir şey yapmıyor olmanın verdiği rahatlık da feci güzel.
Hiç bir şey yapmak zorunda değilsin. Hiç bir şey okumak, hiç bir şey yazmak, hiç bir şey üretmek zorunda olmadan, sadece sabit durarak hayatını geçirebilirsin.
Ancak böyle bir yaşam mı hayal etmiştik? Geriye baktığımızda ‘keşke o zaman başlasaydım’ demek mi daha çekici, yoksa ‘bayağı ilerledim, neredeyse bitmek üzere’ demek mi?
Eğer bu hayata ve kendimize hiçbir katma değer sağlayamayacaksak, sabah o yataktan kalkmakla, kalkmamak arasında gerçekten bir fark var mı?
Yani, dostlarım, eğer ayak varsa, derman da olacak. Eğer niyet varsa, çaba da olacak. Eğer istek varsa, mecal de olacak.
Ayağa kalkın ve acilen yaşamaya başlayın.
Eğer hala takip etmiyorsan, beni bir de Instagram’da takip et. “bir o eksikti ha!” dediğini duyar gibiyim ama, sensiz olmaz :) Tıkla!
Haftanın Güzel Haberi
Muhtemeldir ki Twitter’dan veya Instagram’dan haberi almışsınızdır ama, bir de buradan yazayım.
Epsilon Yayınevi ile 2024 genelinde yayınlayacağımız toplam 3 kitap için sözleşme imzaladık. İlk kitap Mayıs ayına yetişecek, diğerleri de ardı ardına çıkacak.
Konu elbet Teknik Analiz ve Trade Psikolojisi.
Ne diyelim, yazar olmak da varmış :)
Gelişmeler için takipte kalın, mutlaka bilgilendireceğim.
Haftanın Şarkısı
Çok büyük adamdı rahmetli. Onun anısına gelsin, Olduramadım.
Ama kopuktu, kopuktu zincir, olduramadım.
Ne yaptım, ne ettimse, olduramadım.
Buyrun:
Aklımın Akışı bülteninin 41. sayısının sonuna geldik.
Tüm desteğin için teşekkürler. Eğer bu bülteni sevdiysen LIKE’lamayı ve aşağıdaki butona basarak yorum yazmayı unutma.
Aklımın Akışı’nın önceki 40 bültenini okumak istersen, şurayı ziyaret edebilirsin.
Eğer Trading ile profesyonel olarak ilgilenmek istiyorsan, Atölyemizi ziyaret edebilir, profesyonel eğitimlerime göz atabilirsin. Tıkla!
Borsanın İzinden BLOG’ta da onlarca yazı/ders/tecrübe paylaşımı ücretsiz bir şekilde seni bekliyor, ziyaret etmek için Tıkla!
Twitter hesaplarımı takip et: Borsanın İzinden / Trading Motivasyonu / İbrahim Babadağı Instagram
YouTube kanalıma abone ol: Borsanın İzinden YouTube
Bunlar ve geri kalan tüm linkler, derli toplu şekilde şurada, TIKLA!
Haftaya görüşmek üzere.
Günaydın abi kalemine sağlık yoğunluğunun arasında bu yazıları bizlerle paylaştığın içinde ayrıca teşekkür ederim.Çok hoşuma bölümüde paylaşmak istiyorum.
Eğer bu hayata ve kendimize hiçbir katma değer sağlayamayacaksak, sabah o yataktan kalkmakla, kalkmamak arasında gerçekten bir fark var mı?
Yani, dostlarım, eğer ayak varsa, derman da olacak. Eğer niyet varsa, çaba da olacak. Eğer istek varsa, mecal de olacak.
Ayağa kalkın ve acilen yaşamaya başlayın.
Benim için çarpıcı bir yazıydı ilaç niyetine aldım kendime.Kitap haberide mükemmel oldu sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Her seferinde farklı konularda, yaratıcı ve farkındalık oluşturan yazılar... Aklına, emeğine sağlık hocam...