AA34 | Dakikaları Halledersek, Yıllar Kendi Başının Çaresine Bakar
Bizi hayallerimize götüren haftaların, ayların, yılların tasarımı için iyi geçirilmiş günlere, saatlere, dakikalara ihtiyacımız var.
Vizyoner insanlarla ilgili sıkıntı, 5-10 sene sonra olmak istedikleri yeri çok güzel hayal etmelerine rağmen, o yere giden yolu tasarlamakta büyük sıkıntı çekmeleri.
Yani, vizyonları geleceklerini şekillendirmeye yetiyor da, disiplinleri o geleceğe gidecek sistematik alışkanlıkları tasarlayamıyor.
Dakikaları Halledersek, Yıllar Kendi Başının Çaresine Bakar
Yukarıdaki cümle Benjamin Franklin’in.
Aslında anlatmak istediğim mevzuyu tek bir cümlede, neredeyse kusursuz anlatmış.
Bizim en yukarı kattaki büyük pencereden manzaraya bakmak ve hayal kurmak yerine, merdivenleri inip dışarı çıkıp, bahçemizdeki dikenleri temizlemeli, ayrıkotlarını sökmeli, kendimize bir yol açmalı ve o yolu taşlarla döşemeliyiz.
Bizi hayallerimize götüren haftaların, ayların, yılların tasarımı günlerden, saatlerden, dakikalardan geçiyor.
Bunu anlamalıyız.
Günleri, saatleri, dakikaları bomboş harcamamızın sebebi ne?
Çünkü çevremizde çok fazla dikkat dağıtıcı var.
Bilgisayar
Telefon
Televizyon
Bilgisayar Oyunları
Sosyal Medya
Günün tüm yorgunluğuyla, ülkenin stresiyle, çevresel sıkıntılarla birlikte, kafa olarak bunlarla oyalanıp, biraz rahatlamak istiyoruz.
Bu isteğin önüne geçmek hiç kolay değil, o yüzden, bunlarla mücadele etmenin ve iyi bir günlük performans sergilemenin en güzel yolu, Performance Time Blocks (Performans Zaman Blokları) dediğimiz bir yöntemle, belli saatleri, belli bir işe bloklamak.
Ben bir süredir bu performans bloklarını çok sık kullanıyorum, çok da yararını gördüm.
Hatta, bu Performans Bloklarını aşağıdaki şekilde üçe ayırmak da mümkün:
Stratejik Bloklar: Haftada 1 yapılacak. 3 saatlik tek parça bir çalışma bloğu. Bu blok başlamadan önce çevreden telefon, televizyon, bilgisayar veya sizin dikkatinizi dağıtacak ne varsa uzağa bırakılıyor ki bu blok kesinlikle bu tarz dikkat dağıtıcılar tarafından bölünmesin. Bu blokta daha önce planlanmış ve mutlaka tamamlanması gereken işleri hallediyoruz. İsteyen haftada 2’ye, 3’e çıkartabilir bunu.
Angarya Bloklar: Günde 1 veya 2 defa yapılacak, bir saatlik tek parça çalışma bloğu. İsteyen 2 parça yarım saat veya 4 parça yarım saat olarak da planlayabilir. Bu bloklarda, plansız gelişen, ani ve düşük eforla halledilebilecek, düşük kalite işlerimizi tamamlıyoruz. Maillere dönmek, faturaları kesmek, DM’lere cevap vermek vs. gibi düşünün. Buradaki mevzu, tüm gereksiz, tatsız, zor, keyifsiz işleri buraya sıkıştırmak ve dalıp tüm mevzuyu halledip çıkmak. Bunları tamamladıktan sonra, günün geri kalanında bu ufak tefek ama baş ağrıtan işler gündemden düştüğü için, çok rahatlıyoruz.
Nefes Alma Blokları: Günde en fazla 1 defa yapılacak bu 1 saatlik blok, bize enerji depolamak, kafa dinlendirmek, rahatlamak için gerekli boş zamanı verecek. Çoğu kişi bazen aşırı fazla ve zor çalışma tuzağına düşüyor ancak bu "exhausted" bir hale getiriyor insanı, o yüzden ara ara breakout blocks'tan yararlanmak şart. "all work and no play makes jack a dull boy" hikayesindeki gibi. Eğer ara ara nefes alamazsak, yaratıcı ve verimli tarafımızı kendimiz öldürmüş oluyoruz. Nefes Alma Blokları mutlaka mesai saati içerisinde olmalı ve standart ofis-çalışma ortamından uzakta bir yerde değerlendirilmeli. Buradaki asıl olay, iş saatleri içerisinde farklı bir ortamda nefes alma hikayesi. Böylece döndüğünde çok verimli bir şekilde tekrar işe başlayabilirsin.
Bu bloklar istenildiği şekilde, istenildiği kadar arttırılabilir. Buradaki olay, günü standartlaştırılmış, alışılmış rutinlere bölmek ve bu rutinler uygulanırken dikkat dağıtıcılardan uzak durmak.
Ben bu planlamanın çok yararını gördüm.
Sizlere de mutlaka öneririm.
Haftanın Şarkısı
Eskiden Metal Müzik odaklı paylaştım yaptığım “müzik” bölümünü biraz daha easy-going ancak piyasa dışı, az bilinen kişi ve gruplara ayırmaya karar verdim.
Sanırım böyle daha iyi olacak.
Bu konseptin ilk şarkısı Barış Çapkın’dan geliyor.
Zehir Verir Gibi.
Zor günde görmedin, zor günde görmedin beni, benim gibi.
Kal burda sen dedin, hep burda kal dedin, zehir verir gibi.
Buyrunuz:
Black Friday İndirimi
Atölye’deki eğitimlere birçok kişi Black Friday / Efsane Cuma indirimi soruyordu.
Ben bu tarz indirimlere hiç katılmadım şu ana kadar, pek de katılmayı düşünmüyorum Twitter gibi bir ortamda.
Ancak buradaki Aklımın Akışı kitleme bir indirim yapmak da boynumun borcu gibi hissediyorum.
Aşağıdaki kodu kullanan herkes, Atölye’deki her eğitim satın almasında %30 indirim kazanacak. Eğer Atölye’de aramıza katılmak sürekli ertelediğiniz bir şeyse, artık zamanı!
Kod: akliminakisi
Aynı yukarıdaki gibi, küçük harflerle ve gözüktüğü gibi yazılacak.
Aramıza bekleriz :)
Aklımın Akışı bülteninin 33. sayısının sonuna geldik.
Tüm desteğin için teşekkürler. Eğer bu bülteni sevdiysen LIKE’lamayı ve aşağıdaki butona basarak yorum yazmayı unutma.
Aklımın Akışı’nın önceki 31 bültenini okumak istersen, şurayı ziyaret edebilirsin.
Eğer Trading ile profesyonel olarak ilgilenmek istiyorsan, Atölyemizi ziyaret edebilir, profesyonel eğitimlerime göz atabilirsin. Tıkla!
Borsanın İzinden BLOG’ta da onlarca yazı/ders/tecrübe paylaşımı ücretsiz bir şekilde seni bekliyor, ziyaret etmek için Tıkla!
Twitter hesaplarımı takip et: Borsanın İzinden / Borsacı Motivasyonu
YouTube kanalıma abone ol: Borsanın İzinden YouTube
Bunlar ve geri kalan tüm linkler, derli toplu şekilde şurada, TIKLA!
Haftaya görüşmek üzere.
İşlerimi bu bloklara denk düşecek şekilde ayırdım başlıyorum. Bir haftadır oyalanıp duruyordum, bakalım sizin kadar verim alabilecek miyim, teşekkürler hocam.
Yine bir solukta okudum. Teşekkürler Başkan.