AA26 | %33 Kuralı, Biraz Kitap, Biraz Müzik
Önemli bir işi başarırken eğer sürecin 3'te 1'inde kendimizi başarısız hissetmiyorsak, o işi başarmaya yeterince efor sarfetmiyoruz demektir.
Bu işler böyledir dostum, ne kadar ekmek, o kadar köfte.
Ektiğini biçersin.
Eğer hiçbir şey yapmazsan, elinde koskocaman bir hiçbir şey olur.
Eğer çok şey yaparsan, belki hemen değil ama, adım adım hedeflerinin hepsine ulaşırsın.
Hedeflerine ulaştığında içtiğin bir kahvenin tadı da diğerlerine benzemez.
Ancak, şunu da belirtmek gerekir, kolay bir başarı da çoğu zaman büyük bir illüzyon yaratır ve hızlı gelen başarının sonrası daha hızlı gelen bir başarısıztır.
O yüzden, büyük bir hedefle uğraşırken, zamanının bir kısmında tükenmiş, yorulmuş hissetmek, umutsuzluğa kapılmak, “yapamayacağım galiba” demek olması gerekendir.
Eğer bunu demiyorsanız, mevzuyu başarmak için yeterince efor sarfetmiyorsunuz demektir.
Çünkü büyük işler ciddi eforlar gerektirir, uzun mesailer, büyük feragatlar, nefessiz çalışma, büyük tempo gerektirir.
Böyle bir mücadele içerisinde zaman zaman tükenmek, yorulmak, dinlenmek ve hatta “yapamayacağım herhalde” demek normaldir.
Asıl bunu demiyorsan korkman gerekir.
Çünkü asıl bunu demiyorsan, demek ki o işi başarmak için ortaya koyman gereken çabayı ortaya koymuyorsundur.
Eğer tüm yolculukta harika hissediyorsan bir şeyler ters gidiyordur, çünkü büyük işler bu kadar kolay olamaz.
Olsaydı, etrafta büyük işler başarmış milyonlarca büyük insan görürdük. Görebiliyor muyuz?
Ancak unutma, bu bir dengedir.
Bir şeyi başarırken baskın bir ruh halini sürekli hissetmek sıkıntılıdır.
Yani, bu sürecin 1/3’ünde başarısız ve yorgun hissediyorsan, 1/3’ünde “idare eder” hissetmen, geri kalan 1/3’ünde de “harika gidiyor, bu işi mutlaka başaracağım, çok ilerledim, neredeyse sona geldim” hissinde olman gerekir.
Bu denge bir tarafa doğru bozulursa tükenirsin, diğer tarafa doğru bozulursa başardığını zanneder, başaramazsın.
Bu kuralın adı Üçler Kuralıdır.
Eğer bu kuralı bilirsen, sürecin böyle işlediğini de bilirsin ve kötü hissettiğinde bunun başarmak için normal bir süreç olduğunu, çok iyi hissettiğinde de bunun çok uzun sürmeyeceğini bilir, kendini ona göre ayarlarsın.
Yani, dostum.
Kötü günler, senin bir rüyanın peşinde olduğunu gösterir.
Durma.
Biraz Kitap
Kafamda Bir Tuhaflık - Orhan Pamuk
“Kafamda bir tuhaflık var” diyor Mevlüt, “ne yapsam bu alemde yapayalnız hissediyorum kendimi”
Kafamda Bir Tuhaflık, Orhan Pamuk’un üzerinde 6 yıl çalıştığı, neredeyse 500 sayfalık bir kitap.
Uzun zamandır bir Orhan Pamuk kitabı okumamıştım, açıkçası, kendisini de, çok isabetsiz Türkiye ve Türkiye siyaseti yorumlarından dolayı pek sevdiğim söylenemez.
Ülkenin selameti söz konusu olduğunda hep yanlış kayığa binmiştir. Yanlış kayıkta olduğunu da kayık batınca anlamıştır. Bunu üst üste 2-3 defa yaptığını da hatırlıyorum.
Kısa bir ara: sizlerle daha önce paylaştığım ve okunmasını tavsiye ettiğim bazı kitapları Hepsi Burada üzerinden listeledim. Göz gezdirmek ve satın almak için tıklayın.
Ancak, bu onun iyi bir yazar olduğu gerçeğini değiştirmez.
Bu 500 sayfalık roman okuması keyifli, sakince akan, aile ilişkilerinden kent-kasaba çelişkisine, İstanbul’un yaşadığı dönüşümden, İstanbul toplumunun bu dönüşüme ayak uydurma çabasına kadar birden fazla konuda sizi bilgi sahibi yapıyor.
1900’lerin ikinci yarısındaki Türkiye ile ilgili de bolca ipucu içeriyor.
Biraz kafa toplamak, güzel bir hikayeye kitabın kahramanı Mevlut’un gözünden tanık olmak isteyen herkese öneririm.
Kitaptan bolca not aldım, en sevdiğim 3 tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
En iyi aşıklar, körlermiş derler.
Zengin ile fakirin farkını ortadan kaldıran en önemli şey iyi bir eğitimdir.
İstanbul için en kötü şey kapitalizm değil, Anadolu’dan İstanbul’a gelen sonradan görme taşralılar oldu.
Biraz Müzik
ID.ENTITY - Riverside
Riverside 5 senelik bir aradan sonra son albümü ID.Entity ile geri döndü.
Ben grubun direkt fanı olmasam da, ara ara dinlemekten keyif aldığım, beni dinlendiren bir grup olarak görüyorum Riverside’ı.
Bu albüm ve bu grup, aynı zamanda Metal müziğe mesafeli olan “dış müzikseverlerin” de bu tarza alışması veya yanaşması için eşik görevi görüyor.
Şimdiye kadar 4-5 tur döndürdüm, bayağı etkileyici bir albüm olduğunu düşünüyorum.
Bu tarz melodik ve progresif denemeleri seven herkese öneririm.
Aşağıdaki Friend or Foe? şarkısına bir şans verin:
Aklımın Akışı bülteninin 26. sayısının sonuna geldik.
Tüm desteğin için teşekkürler. Eğer bu bülteni sevdiysen LIKE’lamayı ve aşağıdaki butona basarak yorum yazmayı unutma.
Aklımın Akışı bültenleri boyunca zaman zaman sana tavsiye ettiğim kitapları incelemek&satın almak istiyorsan tıkla!
Aklımın Akışı’nın önceki 25 bültenini okumak istersen, şurayı ziyaret edebilirsin.
Eğer Trading ile profesyonel olarak ilgilenmek istiyorsan, Atölyemizi ziyaret edebilir, profesyonel eğitimlerime göz atabilirsin. Tıkla!
Borsanın İzinden BLOG’ta da onlarca yazı/ders/tecrübe paylaşımı ücretsiz bir şekilde seni bekliyor, ziyaret etmek için Tıkla!
Twitter hesaplarımı takip et: Borsanın İzinden / Borsacı Motivasyonu
YouTube kanalıma abone ol: Borsanın İzinden YouTube
Bunlar ve geri kalan tüm linkler, derli toplu şekilde şurada, TIKLA!
Haftaya görüşmek üzere.
Tam da ihtiyacım olduğu anda öğrendim Üçler Kuralı'nı, bilgilerinizden istifade edebildiğim için kendimi gerçekten şanslı hissediyorum.