AA23 | Hezarfen veya Uomo Universale!
Hepimiz bu dipsiz, karanlık, sorunlu coğrafyada, elimizde bir mumla, bize benzeyen diğerlerini arayıp bulmaya, bunu yaparken de kendimizi olabilecek en güzel şekilde Hezarfenleştirmeye çalışıyoruz.
Rönesans Adamı.
Evrensel Adam.
Uomo Universale.
Polimat.
Hezarfen.
Bana göre:
Aynı anda birden fazla sanatla, sporla, meslekle, hobiyle uğraşan, kendi iç potansiyelinin tamamını dışarıya çıkarmakta ustalaşmış, öğrenmenin ve pratiğin sınırının olmadığını düşünen, sürekli araştıran, geliştiren, düşünen, ilerleyen kişi.
Jacob Burckhardt’a göre:
Rönesans insanı, her şeyi kendi arzusuna göre yönlendiren hırslı, gururlu, şöhret ateşi ile yanan, serbest düşünceli, becerikli, basına ve sanata yatkın bir insan, modern Avrupa insanının temeli.
Tanım adı üstünde, Rönesans döneminin tanımı.
Bu tanımın içini en çok dolduran ve en çok tanınan iki kişi var.
Leonardo da Vinci. Ressam, Bilim Adamı, Filozof, Mühendis, Mucit, Matematikçi.
Michalengelo. Ressam, Heykeltraş, Mimar ve Şair.
Tanım Rönesans döneminin tanımı da olsa, günümüzde de elinden her iş gelen, meraklı ve yeni şeyler öğrenmeye açık, birden fazla uğraşıyı aynı anda, iyi şekilde yapabilen kişilere de aynı tanım kullanılıyor.

Hümanizm ve Uomo Universale
Hümanizm konusuna bir önceki bültende girmiştim. Eğer okumadıysanız, şu linkten bir önceki bülteni de okuyabilirsiniz.
Peki, Hümanizm’in Rönesans Adamı tanımıyla alakası ne?
Aslında, Rönesans Adamı dediğimiz kimlik tamamıyla Hümanizm’den besleniyor.
Ne demiştik önceki bültende?
Hümanizm, yüzyıllar boyunca devam eden “insan üstü, kontrol edilemeyen, hikmetinden sual edilemeyen bir güç” dönemini sonlandıran ve insanı tüm evrenin en merkezine oturtan bir düşünce.
Hümanizme göre insan kendi içindeki tüm kapasitesini dışarıya çıkarmalı, her soruya cevap aramalı, ulaşabileceği tüm bilgiye aklıyla ulaşmalı ve sorgulamalı.
Bir insan, ancak Hümanizm fikrini benimsedikten sonra başka sorgulama alanlarına girişebilir ve ancak bu fikirle birlikte birden fazla uğraşıya, kendini o konuda uzmanlık seviyesine getirecek kadar zaman ayırır.
Dolayısıyla, aslında Hümanizm ile birlikte Kilisenin insan yaşamındaki etkisi zayıfladıktan sonra doğuyor bu Uomo Universale.
Peki, Bir Hezarfen, Bir Uomo Universale Nasıl Olunur?
Bir Rönesans Adamını, bir Hezarfen’i tarif eden çeşitli karakteristik özellikler mevcut. Bunlardan biri bitmek bilmeyen bir merak duygusu. Bir Hezarfen, normal yaşantısında belki bir daha ihtiyacı olmayacak bir bilgiye bile açtır.
Çünkü bilgilerin beyinde park edildikten sonra, sonradan birleştirilebilen noktalar halinde yaşadığına inanır.
Böylece, ileride karşısına çıkacak başka bir bilgiyle, geçmişte beynine park ettiği eski bir bilgiyi birleştirip yeni bir fikre ulaşabilir.

Sonra, bir Hezarfen’in deneyime, pratiğe önem vermesi gerekir. Resim çizmek üzerine dinlediği binlerce saat derstense, fırçayı alıp birkaç çizik atmanın insana çok daha fazla şey öğrettini savunur.
Yine, bir Hezarfen, bilgiyi ona verdiği “yararla”değil, ona verdiği “mutlulukla” ölçer. Eğer bir bilgiyi, yararı için kovalıyorsanız, onun yararı bitince veya ihtiyacınız karşılanınca bilginin peşini bırakırsınız.
Halbuki, bilgiyi kendi tatminiz ve mutluluğunuz için kovalıyorsanız, onu kovalamaktan hiç bıkmazsınız. Böylece sınırsız bir bilgi açlığınız olur.
Son olarak, Hezarfen’lerin kontrollü erteleme konusunda uzman oldukları söylenir. Yani, akıllarına gelen her şeyi hemen yapmıyorlar, tam tersi, bazen fikirlerin beyinlerinin içinde zaman geçirmelerine, diğer fikirlerle çarpışıp parçalanmalarına ve yeni fikirler doğurmalarına izin veriyorlar.
Bunu şairler de çok yapar.
Bir şiir yazıldıktan sonra dinlenmeye bırakılır. 10-15 gün sonra, o şiire tekrar dönülür. İşte o zaman, yazarken ve henüz bittiğinde görülemeyen çok farklı şeyler görülür, çok farklı kelimeler gelir kaleme, şiir çok farklı bir yere doğru evrilir.
Hepimiz bu dipsiz, karanlık, sorunlu coğrafyada, elimizde bir mumla, bize benzeyen diğerlerini arayıp bulmaya, bunu yaparken de kendimizi olabilecek en güzel şekilde Hezarfenleştirmeye çalışıyoruz.
Belki dünya literatürüne katkı sağlayacak, dünyaca ünlü birer Hezarfen olmayacağız, ancak çevremizi ve çemberini kendini geliştirecek kişilerle dolduran, bilinçli bir şekilde tasarlayan herkes, ortalamanın çok üstünde bir hayat sürecek.
O yüzden, eğer birbirimizi bulmuşsak, yapışalım. Tanımışsak, tutunalım. Birbirimizi besleyelim.
Bu yolculuğa çıkan ve her türlü zorluğa rağmen irili ufaklı adımlar atabilen herkese selam olsun.
Bir sonraki bültende görüşmek üzere.
Bu bülteni arkadaşlarınızla paylaşmak için aşağıdaki butonu kullanabilirsiniz:
Bu bültenle ilgili herkesin okuyabileceği bir yorum yazmak için aşağıdaki butonu kullanabilirsiniz:
Bu bültene abone değilseniz, aşağıdaki butonla bültene abone olabilirsiniz:
Ne güzel su gibi bir yazıdır bu, birbirimizden aldığımız güçle hep daha iyiye!
Elinize sağlık hocam, bazen uçmak yerine yere çakılsak da kalkıp denemeye devam. Bir gün karşıya geçeceğiz uçarak