AA44 | Kişiyle Uğraşan Felakete, İşiyle Uğraşan Selamete Erişir.
Bu hayatta insandan daha büyük bir dikkat dağıtıcı yoktur. Eğer bu sarmala düşülürse, bir daha da çıkılmaz. Düşmeyin.
Biraz Sohbet:
Hayatta çoğu zaman gideceğimiz yeri biliriz de, bir türlü gidemeyiz. Dikkatimiz dağılır, ivmemizi kaybederiz, yapmamız gerekenleri yapamayız, bir şeylere takılırız.
İşte, özellikle hassas insanlar için bu “bir şeylere takılmak” demek, insana takılmak demektir.
Bir şekilde iletişimde olduğumuz insanın bir sözüne, bir duruşuna, bir hareketine hatta çoğu zaman bir mimiğine bile fazlaca anlamlar yükler, ne demeye çalıştığını düşünüp dururuz.
Halbuki, bu hayatta insandan daha büyük bir dikkat dağıtıcı yoktur. Eğer bu sarmala düşülürse, bir daha da çıkılmaz.
Bu sarmala düşmemek için, bu coğrafyada insana hep mesafeli olmak gerekir, bu coğrafyanın insanı, inceliği öğrenebilmiş insan değildir, ufak detayları düşünebilecek kafa yapısına erişen kişi sayısı azdır, dolayısıyla karşınıza çıkan her insanın bu faziletlerden noksan olduğunu düşünmek genelde doğru çıkan bir önermedir.
İstisnalar yok mudur? Elbet vardır ve fazladır, ancak bu istisnalarla da yolda yürürken karşılaşmazsınız.
Şarkta beklentinizi sıfırlamadan kafa rahatlığına ulaşamazsınız, hiçbir kimseden hiçbir şey beklemeden ancak her şeyin en iyisini ve en doğrusunu yapmya çalışarak yaşamak Şarkta mutluluğun formülüdür.
Burada her şey olacağına varır, su zaten kendine çizilen yolda akmaktadır, kişi zaten ilerlediği yolu yarılamıştır, toplumlar şekillenmiş, değişim çok zordur.
O yüzden, “toplum değişse, insanlar değişse, ailem değişse, arkadaşım değişse, sevgilim değişse” diye beklemek biraz fuzulidir, kişi değişimi ancak kendisinden başlatır ve kendisinde oluşan o değişimden de mutlu olmayı öğrenmek zorundadır.
Kişinin çözümü kendisinde görmediği her vaka, dışarıyla ilgili beklentilerinin karşılanmaması ihtimalini doğurur ki bu ihtimal sıklıkla gerçekleşir. Sonra kişi, beklentilerinin gerçekleşmemesinden mütevellit dövünüp durur, üzülür, moral bozar, ağlar.
Ağlamak boşunadır.
Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı kitabında şöyle diyor:
Hayatta gözyaşının hiçbir faydası olmadığını anlamak için, Yahudilerin Kudüste yüzlerce yıldan beri her Cumartesi günü başlarını dayayıp ağladığı taşı ziyaret ediniz. Yüzlerce yılluk gözyaşı bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır.
Yani?
Yanisi dostlarım, biz kendi krallığımızı kurmakla yükümlüyüz, her akşam yatağa bu motivasyonla gideceğiz, her sabah yatağımızdan bu motivasyonla kalkacağız, başka bir kurtuluş yolu yoktur.
Kişiyle uğraşan felakete, işiyle uğraşan selamete erişir derler, biz kendi hedeflerimiz doğrultusunda, kimseye aldırış etmeden, iyi veya kötü bir adım atarak, duvara her defasında bir tuğla da olsa ekleyerek ilerleyeceğiz.
Hedeflerimiz yok mu? Belirleyeceğiz.
Nasıl adım atılır bilmiyor muyuz? Öğreneceğiz.
Hedefle güncel arasındaki mesafe uzun mu? Pes etmeyeceğiz.
Aksiyona geçmeyi beceremiyor muyuz? Becereceğiz.
Halil Cibran’ın deyişiyle, kendi alın yazımızı ancak kendi alın terimizle sileceğiz.
Boynuna vurulmuş boyunduruğu seven insanlardan olmayalım.
Biraz Film:
Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?
Filmin bir yerinde, “Sen Yörüksün, senin inancın yoktur” diyen bir din adamına Karagöz şöyle diyor: "Benim inancım vardır, ben göğe, toprağa inanırım, suya, dağa inanırım".
Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü? filmini izleyeli herhalde 10 yıl olmuştur. Ancak bu filmin neden çok popüler olmadığını, neden konuşulmadığını, neden “Türk Sinemasının en önemli eserlerinden biri” olarak sayılmadığını pek anlayabilmiş değilim.
Geçtiğimiz Cuma, Film Cumasında bu filmi tekrar izledim, yine hayran kaldım.
Farklı tarihlerden farklı referanslarla çok güzel bir öykü anlatmış bize Ezel Akay. Senaryoyu Levent Kazak ile birlikte yazmışlar.
Köklü bir değişiklikle, koskoca bir ülkenin, bir toplumun kültürü nasıl değişir, bir kültürde hiciv ve hoşgörü nasıl azalır, azalırsa ne olur, kadın toplumsal yaşamdan soyutlanırsa toplumsal yaşam nasıl şekillenir. Tüm bu soruların cevapları, hafif nuktedan bir tonda anlatılmış.
Bence mutlaka izlenmeli.
Biraz Kitap:
Yabancı - Albert Camus
Lise yıllarında okuduğum bu klasiği, elime tesadüfen geçmesiyle birlikte tekrar okumaya başladım. Farklı bir tat aldım. Bitirince detaylarını paylaşacağım. Muhtemelen çoğu kişi okumuştur bu klasiği ancak okumadıysanız, kısa ama farklı bir okuma tecrübesi, öneririm.
Biraz Müzik:
Yalnızız - Kağıt Gemi
Kağıt Gemi grubu bir takipçimin grubu. Bir şarkısını daha önce bana Twitter üzerinden göndermişti, çok da sevmiştim, ancak bu son şarkıları, Yalnızız, beni bir farklı vurdu.
Girişteki piyano introsu, nakarata geçiş, nakarattaki sözlerin ve melodinin bütünlüğü, şarkının dingin modu, şarkıyı bütün olarak çok değerli bir hale getirmiş.
Mutlaka dinlemenizi öneririm.
Youtube kanalına abone olup, videoyu da like ederseniz, hatta yoruma “Aklımın Akışı’ndan geldik” yazarsanız mutlu olurum.
Yalnızız yalnız, tek başına gideceğiz.
Elimizden gelen hepsi bu diyeceğiz.
Son nefes gelince, o anda bileceğiz.
Yalnızız yalnız, tek başına gideceğiz.
Biraz Ben:
Trading Psikolojisi eğitimini hazırlamaya tam gaz devam ediyorum, sanıyorum en güzel eğitimlerimden biri olacak. Nisan ortaları gibi yayınlamak temel hedefim.
Borsanın İzinden şirketi olarak 2 genç girişimcinin alanımızla ilgili güzel bir fikrine yatırım yaptım, Mayıs ayı gibi çok güzel bir proje duyuracağım sizlere.
Mentöring alt yapısı neredeyse bitmek üzere.
Haftaya 4 günlük bir kar tatili için Kars’a gidiyoruz ailecek. Sizle bol bol anı ve resim paylaşırım :)
Bu hafta verimsiz bir hafta oldu genel olarak, ancak yavaşladığımız her an tekrar hızlanmayı bildik :)
Aklımın Akışı bülteninin 44. sayısının sonuna geldik.
Tüm desteğin için teşekkürler. Eğer bu bülteni sevdiysen LIKE’lamayı ve aşağıdaki butona basarak yorum yazmayı unutma.
Aklımın Akışı’nın önceki 43 bültenini okumak istersen, şurayı ziyaret edebilirsin.
Eğer Trading ile profesyonel olarak ilgilenmek istiyorsan, Atölyemizi ziyaret edebilir, profesyonel eğitimlerime göz atabilirsin. Tıkla!
Borsanın İzinden BLOG’ta da onlarca yazı/ders/tecrübe paylaşımı ücretsiz bir şekilde seni bekliyor, ziyaret etmek için Tıkla!
Sosyal Medya hesaplarımı takip et: Borsanın İzinden / İbrahim Babadağı Instagram
YouTube kanalıma abone ol: Borsanın İzinden YouTube
Bunlar ve geri kalan tüm linkler, derli toplu şekilde şurada, TIKLA!
Haftaya görüşmek üzere.
Abi terapi gibi yazı olmuş gerçekten eline sağlık okurken karşımdaki birine kendimi anlatıyormuş hissine kapıldım,"Dünya, hassas kalpler için cehennemdir." sözünü getirdin aklıma.Tebrik ediyorum zamanı bu kadar verimli kullanabilmen sürekli kendini geliştirmeye çalışıyo olman benim için ayrı bir motivasyon kaynağı teşekkürler bunun içinde değerli ve kaliteli bir insansin benim için,projelerin içinde umarım istediğin başarıya ulaşırsın..
içinde kendimi bulduğum bir bülten olmuş :) teşekkürler emeğin için